Son günlerde Türkiye’nin ormanlarının korunmasına yönelik yapılan denetimlerde beklenmedik bir gelişme yaşandı. İki orman muhafaza memuru, rüşvet almak suçlamasıyla gözaltına alındı. Bu durum, orman ekosisteminin korunmasına yönelik mücadelenin zayıfladığına dair endişeleri beraberinde getirirken, kamuoyunda ciddi bir infial yarattı. Rüşvet suçlamasıyla tutuklanan memurların Denetim ve Denetleme Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen operasyonlar sonucunda yakalandıkları bildirildi.
İstanbul’daki ormanlık alanlarda denetim yapan Orman Genel Müdürlüğü, rüşvet alındığına dair bilgiler aldıktan sonra harekete geçti. Yapılan incelemelerin ardından, iki memurun çeşitli kişi ve şirketlerden rüşvet aldığı iddia edildi. Tutuklanma sonrası açıklama yapan Adalet Bakanlığı, ormanların korunmasının öncelikli hedefleri olduğunu ve bu tür yasa dışı faaliyetlerin affedilemeyeceğini vurguladı. Kamu görevlilerinin adalet önünde hesap vermesi gerektiği prensibi, toplumda güvenin yeniden tesis edilmesi adına büyük önem arz ediyor. Her ne kadar rüşvet alan memurların sistemin bir parçası olduğu düşünülse de, bu tür olaylar, emek ve özveriyle çalışan diğer orman memurlarını da zora sokuyor.
Olayın ardından sosyal medyada ve çeşitli platformlarda pek çok vatandaş, orman memurlarının yaşadığı bu rüşvet olayına karşı sert eleştirilerde bulundu. “Ormanları korumakla yükümlü olanların bu tür etik dışı davranışlarda bulunması, doğanın geleceğini daha da belirsiz hale getiriyor.” diyen kullanıcılar, hükümetten daha sıkı denetimler talep etti. Ağaçların kesimi, kaçak avlanma ve çevresel tahribatlar gibi pek çok sorunla mücadele eden ormanlarımız, rüşvet gibi içteki ihanetler nedeniyle daha da tehlikeye giriyor.
Ormanlar, yalnızca doğal güzellikler değil, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunması ve iklim dengesinin sağlanması adına hayati öneme sahip. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin bu sorumluluğu üzerine almaları ve yasaların çiğnenmesine karşı sıkı bir duruş sergilemeleri gerekmektedir. Ormanları korumanın sadece bir memur ya da devletin değil, herkesin ortak sorumluluğu olması gerektiği unutulmamalıdır. Rüşvet olayları, sadece suçluların değil, bütün toplumun kaybetmesine yol açıyor.
Gelecek günlerde gerçekleştirilecek olan mahkeme süreçleri, rüşvet alan iki memurun akıbetini belirleyecekken, çeşitli çevre örgütleri de bu durumu yakından takip ederek kamuoyunu bilgilendirmeye devam edecektir. Olay, rüşvet ve yolsuzlukların yanı sıra, ormanların korunması için daha sistematik ve kapsamlı bir denetim sistemine ihtiyaç duyulduğunun altını çizmektedir. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması adına tüm kamu çalışanlarının etik kurallara bağlı kalması ve ormanların korunmasına yönelik daha fazla desteklenmesi gereklidir.
Söz konusu orman muhafaza memurlarının tutuklanmasının ardından, ormanlarda kaybedilen güvenin yeniden inşa edilmesi adına toplumun bilinçlendirilmesi ve orman koruma çalışmalarına yapılan yatırımların artırılması şart. Orman köylerinde yaşayanların ve yerel halkın da bu süreçte daha fazla dahil edilmesi ve desteklenmesi, ormanların sürdürülebilir şekilde korunmasına yardımcı olacaktır. Ormanlarımızın geleceği için hep birlikte mücadele etmenin gerekliliği, unutulmamalıdır. Unutmayalım ki, doğanın korunması hepimizin ortak sorumluluğudur.