Son günlerde İsrail'in Suriye'nin başkenti Şam'a yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları, bölgedeki gerginliği artırmaya devam ediyor. Özellikle 2023'ün sonbahar aylarında yaşanan bu olaylar, sadece Suriye için değil, komşu ülkeler ve uluslararası toplum için de ciddi bir endişe kaynağı haline geldi. Bu bağlamda Türkiye, İsrail tarafından yapılan saldırılara ilk tepkiyi vererek durumu eleştiren bir açıklama gerçekleştirdi. Açıklamada, saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğu ve bölgedeki istikrarı tehdit ettiği vurgulandı. Ayrıca Türkiye’nin bu tür saldırılara karşı her zaman duyarlı olacağı belirtilerek, Suriye’nin egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Şam'a yönelik düzenlediği hava saldırılarına ilişkin yaptığı basın açıklamasında, 'Bu tür saldırılar sadece Suriye'nin iç güvenliğini tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda bölge ülkelerinin barış çabalarını da sabote etmektedir. Uluslararası toplum, bu saldırıları görmezden gelmemelidir' ifadelerine yer verdi. Türkiye, Suriye'deki iç savaşın yarattığı karmaşanın giderilmesi ve kalıcı bir barışın sağlanması adına her türlü çabayı destekleyebileceğini belirtti. Türkiye'nin, Suriye'deki insani krizle ilgili etkin rol oynaması ve sığınmacıların geri dönüşü için çeşitli projeler geliştirmesi, bölgedeki askeri eylemlere dair kaygıları daha da artırıyor.
İsrail'in bu saldırıları, yalnızca Suriye’nin egemenliğini ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda bölgedeki güvenlik dinamiklerini de etkiliyor. Türkiye’nin yanı sıra diğer bölge ülkeleri de bu saldırılara karşı duyarlılık gösteriyor. Özellikle İran, bu durumu sert bir dille kınayarak İsrail'in bölgeye yönelik saldırgan politikalarının sona ermesini istemektedir. İran Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, 'İsrail’in saldırganlığı, bölgedeki tüm ülkeleri hedef alıyor ve bu duruma kesinlikle izin verilmeyecek' şeklinde bir mesaj verdi. Bütün bu gelişmeler, uluslararası toplumun İsrail'in saldırgan politikalarına karşı nasıl bir tutum sergileyeceği sorusunu gündeme getiriyor. Birçok ülkenin İsrail'i kınaması ve Suriye'nin yanında yer alması, siyasi çatışmanın uluslararası arenaya taşınmasına neden olabilir.
Ayrıca, uluslararası birçok insan hakları örgütü de İsrail'in bu saldırılarını eleştirerek, sivillere yönelik potansiyel zararlar konusunda kaygılarını dile getirdi. Bu tür hava saldırılarının siviller üzerindeki etkisi masum insanların ölümüne ve büyük bir insani krize yol açabilir. Türkiye, bu tür eylemleri önlemek ve uluslararası hukukun ihlal edilmemesini sağlamak amacıyla, diplomatik kanallar üzerinden gerekli girişimlerde bulunacağını da açıkladı.
Özetle, Türkiye'nin İsrail'in Şam'a yaptığı saldırılara yönelik tepkisi, yalnızca bölge dinamiklerini değil, uluslararası ilişkileri de derinden etkileyecek gibi görünüyor. Her ne kadar Suriye'deki iç savaşın karmaşık bir yapıya sahip olmasına rağmen, ülke içinde ve dışında yaşanan bu tür saldırıların durdurulması adına atılacak adımlar, bölgesel barışın sağlanmasında kritik bir rol oynayabilir. Türkiye’nin bu konudaki duruşu ve uluslararası toplum üzerinde oluşturacağı baskı, gelişmeleri yakından takip edenler için önemli bir konu olmaya devam edecek.