Yıllar geçse de değişmeyen bir lezzet var, o da ciğer! Türkiye’nin birçok köşesinde sevilerek tüketilen ciğer kebabı, ustaların maharetleriyle kendine farklı bir tat katmıştır. İşte, bu ustalardan biri de 60 yıllık tecrübesiyle ciğer tezgahının başında duran efsanevi usta Ahmet Yılmaz. Kendisi, 1963 yılında ciğer kebapçılığına adım atarak başladığı mesleğinde, lezzetin ve kaliteli malzemenin ne denli önemli olduğunu bize gösteriyor. Ahmet Usta, yıllar boyunca pek çok genç ustaya da ilham kaynağı oldu.
Ahmet Yılmaz, mesleğinin sırlarını paylaşmakla kalmayıp aynı zamanda ustalık eğitimi de veriyor. Genç ustalar yetiştirerek, bu lezzetin geleceğe taşınmasının sağlanması gerektiğine inanıyor. "Ciğer kebabı, sadece bir yemek değil, bir kültürdür," diyor Ahmet Usta. "Ülkemizin dört bir yanında ciğer kebabı yapılıyor. Ama her biri kendi üslubunu katıyor. Ben de genç ustaları buna yönlendirmeye çalışıyorum.” Ahmet Usta'nın ciğer kebabı hazırlamak için kullandığı özel soslar ve baharatlar, ona özgün bir tat katıyor. Bu özel lezzeti tatmak isteyenler için ise ustanın tezgahı her zaman kalabalık.
Ahmet Usta’nın ciğer kebabı hazırlama süreci, dikkatle seçtiği malzemelerle başlıyor. "Kaliteli ciğer bulmak, her zaman kolay olmuyor," diyen Yılmaz, taze ve yerel üreticilerden aldıkları malzemelerin önemini vurguluyor. "Uygun fiyatlı ama kalitesiz ürünler tercih edilirse, ortaya çıkan lezzet de vasat olur," şeklinde ekliyor. Ustanın kullandığı özel sos tarifi, şeflerin sırları arasında saklı bir hazine gibi. "Her şey taze ve doğal olmalı," diyen Ahmet Yılmaz, yemeklerine koyduğu baharatları kendi deneyimleriyle harmanladı. Günümüz tüketicisinin sağlıklı beslenme bilincinin artmasıyla birlikte, Ahmet Usta da sağlıklı seçenekler sunmaya özen gösteriyor. “Kızartma yağlarını minimumda tutmaya çalışıyoruz, ayrıca yiyeceklerin yanında sunulan salatalar da, yemeğin dengeli olmasını sağlıyor,” diyor. Tezgahının başındaki her hareketiyle müşteri memnuniyetini ön planda tutmaya dikkat eden Yılmaz, herkesin damak tadına uygun bir şeyler sunmaya çalışıyor. Ahmet Usta’nın gözlemleri, yılların getirdiği deneyimle birleştiğinde, onu sadece bir ciğerci değil, aynı zamanda bir kültürel mirası yaşatan usta haline getiriyor.
Ciğer kebabının, yalnızca bir fast food ürünü gibi algılanmaması gerektiğine inanan Yılmaz, “Bu yemeğin bir sanatı var. Yaptığım her yemekle kendi hikayemi anlatıyorum,” diyor. Bu bakış açısıyla, sadece bir yemek tarifinden öte, kültürel bir deneyim sunmayı hedefliyor. Geleneksel tariflerin yanında, farklı soslar ve garnitür çeşitleri ile lezzetlerini sürekli yenileyen Yılmaz, yılların getirdiği tecrübenin ve samimiyetin önemini herkesin bilmesini istiyor.
60 yıl boyunca tadıyla ve kalitesiyle hafızalarda yer eden Ahmet Usta, hala heyecanla işine sarılıyor. "Bu işin sırrı; severek yapmak," diyor ve müşteri ilişkilerinin ne denli önemli olduğunu vurguluyor. Tezgahında yer alan her dilim ciğerin ardında, sıkı bir çalışma ve yılların getirdiği bir özveri olduğunu belirtiyor. Ahmet Usta, müşterileriyle kurduğu sıcak bağ ve lezzetli ciğer kebaplarıyla, daha uzun yıllar boyunca gönüllerde kalacağına kesin gözüyle bakıyor.
Türkiye’nin her köşesinden geleneksel ciğer severler için bir durak olan Yılmaz’ın ciğer tezgahı, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda uzun bir geçmişe ve deneyime sahip. İlerleyen yıllarda da, ustaların ustası olarak anılmaya devam edeceği kesin. Onun için, ciğer kebabı yapma aşkı hiç bitmeyecek.